IVF (In Vitro Fertilizasyon)

IVF tedavisi, herhangi bir doğum kontrolü uygulamadan 1 yıl boyunca cinsel ilişkiye girilmesine rağmen sağlıklı bir gebelik oluşturamayan bireylerde uygulanmaktadır. Anne adayından alınan yumurta hücrelerinin (oosit); baba adayından alınan spermlerle laboratuvar ortamında döllendirilmesi işlemidir. Normal bir gebelikten tek farkı döllenmenin kadın üreme organlarında değil laboratuvar ortamında oluşmasıdır.

IVF, tüpleri hasarlı ya da ileri derecede sperm problemi olan çiftlerde gebelik oluşturabilmek için uygulanmakta olan tedavi yöntemidir. Tedavi anne – baba adaylarındaki saptanan sorunun nedenine göre, klasik tüp bebek (IVF) ya da mikroenjeksiyon (ICSI) teknikleri kullanılarak yapılabilmektedir. Baba adayına yapılan testlerde spermlerde bir sorun görülmemişse klasik tüp bebek yöntem tercih edilmekte, sağlıklı sperm yumurtayı dışarıdan bir uyarı verilmeden kendiliğinden döllemektedir. ICIS yönteminde ise, spermin yumurtayı dölleyemeyeceği düşünülen durumlarda enjeksiyona hazır hale getirilen yumurtaya spermler enjekte edilir. Kullanılan iki tedavide de temel felsefe, yumurtalık foliküllerinden aspire edilen oositlerin; meni sıvısı veya cerrahi olarak elde edilmiş spermlerle laboratuar ortamında bir araya getirilmesi, fertilizasyonu ve in-vitro kültür şartlarında geliştirilen embriyoların uterus kavitesine transferidir.

Tedavideki başarı oranı; anne yaşı, kısırlığın nedeni, embriyonun durumu, üreme öyküsü ve yaşam tarzı gibi değişken faktörlere bağlıdır. Örneğin gebe olmak isteyen kadının yaşı 35 ve altındaysa yüzde 47 oranında gebelik sağlanabilirken 41 yaş ve üzerinde olduğunda bu oran yüzde 9 civarına düşmektedir.

Tüp Bebek Tedavisi Nasıl Yapılır?
  • Tedaviye başlanmadan önce rutin olarak yapılması gereken kan hormon testleri yapılır. Kandaki FSH, LH, AMH, Estradiol seviyelerine bakılarak yumurtlama düzeyleri ve genel hormon dengesi kontrol edilir. FSH ve AMH düzeylerinin birlikte değerlendirilmesi over rezervinin belirlenmesi açısından önemlidir.
  • Tedavide ilk basamak yumurtalıkların uyarılmasıdır. Regl döneminin 3. gününde hormon içeren iğneler yardımıyla uyarılan yumurtalıktan birden fazla yumurta üretmesi beklenir. Yumurtalıkların kas içine ya da deri altına uygulanan enjeksiyonla uyarılması işlemi yaklaşık 10 gün boyunca sürmektedir. Bu süreçte yumurtaların gelişiminin takip edilmesi amacıyla birkaç kez ultrasonografi ve hormon testi uygulanmakta sonuçlarına göre de doz ayarlaması yapılmaktadır.
  • Tedavide ikinci aşama yumurtaların toplanmasıdır. Yeterli sayıda ve gereken olgunluk seviyesine ulaşmış yumurtaların çatlaması için son kez hormon enjeksiyonu yapılır. Yapılan son enjeksiyondan sonraki 36. saatte yumurtaların toplanması işlemine başlanır. Bu işlem sıklıkla genel anestezi altında yapılsa da hastanın durumuna göre sadece sedasyonla da yapılabilmektedir.
  • Tedavide üçüncü aşama yumurtaların döllenmesidir. Yumurtaların toplanmasının ardından aynı gün içerisinde döllenme aşamasına geçilir. Sağlıklı ve normal bir şekilde döllenen yumurtaların oranı hakkında başvuran çifte bilgi verilir. Normal yumurtalar 2 ila 5 gün arasında laboratuarda takip edilir. Bebek oluşumuna en elverişli ve uygun olduğu saptanan yumurtalar uygun zamanda anne rahmine yerleştirilmesi için seçilir.
  • Tedavideki son aşama embriyo transferidir. Döllenmiş yumurtanın (zigot) rahim içine yerleştirilmesi aşamasıdır. Anestezi ya da sedasyona ihtiyaç duyulmaz, ağrısız bir işlemdir. İşlem öncesi anne adayından muayeneye gelmeden önce bol su içmesi ve idrara çıkmadan gelmesi istenir.Katater dediğimiz ince plastik bir boru rahim ağzından geçirilir ve katater ucundaki zigot anne rahmine yerleştirilir. Bu işlem ultrason cihazı yardımı ile dışarıdan takip edilerek yapılmaktadır.
  • Transferden 12 gün sonra kanda beta HCG ölçümü yapılır ve gebelik kontrol edilir.

Erkeklerde Uygulanan Testler

Baba olmak isteyip olamayan erkek bireylerde yapılan testlerin başında Spermiyogram gelmektedir. Bu testle spermin içinde bulunduğu meni sıvısının konsantrasyonu, içerisindeki lökosit (beyaz küre) sayısı, pH değeri; spermlerin sayısı, hareketliliği ve morfolojisi değerlendirilir. Ayrıca hormon testleri ile kandaki testesteron düzeyine bakılmaktadır.

IVF Tedavisi ve Türkiye

Türkiye yardımcı üreme endüstrisinde; otuz yılı aşkın tecrübesi ve kullanılan son teknolojilik yenilikleriyle IVF tedavisi için önde gelen ülkeler arasında yer almaktadır. Türkiye; yapılan tedavilerde elde edilen yüksek başarı oranı ve Türkiye’deki mevcut sağlık politikasının IVF tedavisine vermiş olduğu destekler neticesinde yalnız yurtiçindeki hastaların değil dünyanın dört bir yanındaki anne - baba adaylarının tercih noktası olmuştur. Türkiye’de tüp bebek merkezlerinin teknolojik cihaz donanımı, alanında uzmanlaşmış hekimleri ve bilimsel perspektifi tüm dünyada saygın bir konumdadır. Yapılan tüp bebek uygulamasının hem maliyetinin az olması hem de başarı oranlarının yüksekliği nedeni ile Türkiye, anne-baba adayları için cazibe merkezi olmuştur.